Pages

Subscribe:

6 Eylül 2012 Perşembe

VMA 2012 Stili.

Video Music Awards, çoğu kişinin öylesine giyinip gelmiş gibi gözüktüğü bir geceydi. O yüzden pek bu güzel olmuş, bu kötü olmuş yorumu yapamayacağım. Çünkü herkes ortalamanın altındaydı bana göre.


VMA'nın prensesi olarak Demi Lovato'yu seçtim. Hala fazla kiloları olduğu gerçeği inkar edilemez ama giydiği iki siyah mini elbisenin içinde de periler gibi güzel gözüküyor. Saçları ve makyajı da çok hoş olmuş. Demi VMA'dan boş dönmedi, Best Music Video with a Message yani En İyi Mesajlı Video Klip ödülünü kazandı. Demi "VMA'yı izleyerek büyüdüm ama şimdi VMA ödülünü elimde tutuyorum, çılgınca!" diye açıklama yapmış bu konu hakkında. Ona bir bakın, enerjik ve ışıl ışıl gözükmüyor mu?


Miley'nin saçları hakkında daha önce görüşümü belirtmiştim. Gördüm ki bizim hınzır kız rahat durmamış, gene saçlarının kenarlarını falan kazıtmış. Onu Hannah Montana veya pop yıldızı Miley Cyrus olarak tanıyıp sevmesek bu görüntü belki de çok eğreti gelmeyecekti ama niyeyse yakıştıramıyorum. Gene de farklı gözüktüğü de su götürmez bir gerçek. Saçı neyse de elbisesini ben yaşına çok ağır buldum. Siyah üstelik uzun giydiği için sanki 30 yaşında birine ait o elbise.



Nicki Minaj'ı ise ne siz sorun ne ben söyleyeyim arkadaşlar... Saçlarını tenine zıt renklerde boyatıp ilgi çekmek istemesini anlayabilirim, sahnede giydiği kıyafeti de çok kötü bulmadım ama Red Carpet kıyafeti nedir öyle yahu? 155 boyundasın - taş çatlasa - boyunu uzun gösterecek şeyler giymek yerine kısa boylu olduğunu gözümüze gözümüze sokuyorsun Nicki. Geçelim Nicki'yi...


Emma Watson, güzel bacaklarını mini bir elbiseyle sergilemeyi tercih etmiş. Ne olursa olsun ben onu hep çokbilmiş, kabarık saçlı Hermione olarak hatırlayacağım. Sahi ne zaman uzayacak bu kızın saçları? 


Her ne kadar Katy Perry'nin şirine havalarına, pembe mavi saçlarına ve rengarenk giysilerine alışsak da; siyah saçın onu oldukça kadınsı ve çekici gösterdiği bir gerçek. Elbisesi konusunda yorum yapmayacağım ama Katy Perry'nin bu halini özlemişim. 


Ke$ha dendiğinde aklımda hep iki haftadır yıkanmamış gibi duran kirli sarı saçlar, bayık bayık bakan gözler ve yayık yayık şarkı söyleyen bir kız canlanıyor. Ke$ha'nın bu hanım hanımcık halleri beni şaşırttı.


Rihanna ise uzun süredir kullandığı kırmızı saçlarından sonra kısa siyah saçlarına geri dönmüş. 


Bizim çocuklar gene çok tatlıydılar, sahne performansları da çok iyiydi. Heyecanlı oldukları her hallerinden belli oluyordu ama ortamı coşturmayı başardılar. Hepsine kocaman bir alkış :)


Taylor Swift ise bana kalırsa çok hanım hanımcıktı. Sade ve güzeldi. 

Daha pek çok isim var ama ben hepsini anlatmaya üşendim... Keyifli okumalar :)






Film Önerisi: STARSTRUCK

Bundan sonra Film Önerisi adı altında sizlerle Disney'de veya başka bir kanalda izleyip beğendiğim filmleri paylaşacağım. Tabii önceliğim her zaman Disney filmleri :)

Dikkat: Aşağıda film hakkında pek çok şeyden bahsediyorum. Süprizi kaçmasın diyenler okumasın.

STARSTRUCK


Başrollerini Daniell Campbell ve Sterling Knight'ın paylaştığı Starstruck (Yıldızla Randevu) konu itibariyle klasik bir Disney filmi olmasına rağmen ben izlerken çok keyif aldım. Bunda Sterling Knight'ı gördüğüm her seferde ağzım açık bir şekilde televizyona kitlenmemin de payı var tabii ki.

Konusundan  bahsetmek gerekirse esas çocuğumuz  Christoper Wilde (Sterling Knight) tüm genç kızların hayran olduğu, Los Angeles'ta yaşayan 17 yaşında genç bir yıldız. Esas kızımız Jessica Olson'ın (Danielle Campbell) ablası Sara (Maggie Castle) da bu hayran sürüsünün bir üyesi. Bir gün Olson ailesi LA'ya büyükannenin yanında kalmak için geliyorlar ve hikaye de burada başlıyor.


Sara hemen Christoper'la tanışma planları kurmaya başlıyor, onun sahne alacağı bir yere kardeşini de resmen sürükleyerek götürüyor. Jessica onu dışarıda bekliyor. Sonra Christoper arka taraftan çıkarak magazinlerden kaçmaya çalışırken kapıyı yanlışlıkla Jessica'nın suratına çarpıyor ve tanışmaları da bu şekilde gerçekleşiyor.

Jessica, Sara'nın aksine Christoper için ölüp bitmiyor, aksine ona gıcık kapıyor bile diyebiliriz. Bu yüzden bir an önce ondan kurtulmak istiyor ama Christoper bir şekilde sürekli Jessica'nın karşısına çıkıyor ve yine bir gün plajdaki karşılaşmalarından sonra gazetecilerden kurtulmak için Jessica'nın büyükannesinin arabasıyla bir gezintiye çıkıyorlar ve harika vakit geçiriyorlar.



Arabanın bataklığa batması, çamura bulanmaları, kaybolmaları gibi bir sürü berbat olayın ardından nihayet el ele plaja dönüyorlar ama Christoper ona her şeyin buraya kadar olduğunu, unutması gerektiğini söylüyor. Çünkü Christoper için hayati bir film anlaşması söz konusu ve bu yüzden kimseyle beraber görülemez.


Ardından televizyonda Jessica'yı hiç tanımadığına dair demeçler veriyor, Jessica bunalıma giriyor. Evinin önüne biriken gazeteci ordusuna en sonunda cesaretini toplayıp açıklama yapıyor. 'Christoper Wilde'ı aslında hiç tanımadım' tarzında şeyler. Burada söylediği güzel şeyler de var, 17 yaşında bir çocuğun hayatının mahvedildiğinden, ondan bir yıldız yaratıldığından ama içindeki insanın katledildiğinden bahsediyor mesela.


Christoper bu açıklamalardan sonra en yakın arkadaşı Stuby'nin de desteğiyle filmden ayrılıyor, Jessica'nın mezuniyet balosuna geliyor ve onun için şarkı söylüyor. Kendini affettiriyor.

Klasik Disney mutlu sonu...
Filmde aşina olduğumuz Chelsea Staub, Brandon Smith gibi isimler de var.
Sonuç itibariyle farklı insanların birlikteliğini konu alan güzel bir filmdi.

Öptüm :)













5 Eylül 2012 Çarşamba

Yaramaz Kızlar "Spring Breakers" Filminin Galasında !


Selena Gomez ve Vanessa Hudgens, Spring Breakers filminde beraber rol alacaklar bildiğiniz gibi. Film macera, komedi ve drama temaları üzerine kurulu ve ilginç bir konusu var. Bizim kızlar filmde haylaz bir görünüme büründüyse de galada da bir o kadar muhafazakar giyinmeyi tercih etmişler. İkisinin de elbiselerini beğensem de ben daha cici bici, renkli renkli şeyler beklerdim.


Spring Breakers Türkiye'de gösterime girmeyecek :)



Debby Ryan'ın "The Words" Stili!


Debby, 4 Eylül'de The Words filminin galası sırasında görüntülendi. Debby'nin o güzelim kızıl kahve saçlarına ölüyor olduğum gerçeğinin yanında, mavi elbisesinin içinde de epey hoş görünüyor :)

Mutlu Yıllar Caroline Sunshine, İyi ki Doğdun!


Çoğunuz onu Haydi Çalkala'nın gıcık Gunther & Tinka ikilisinden Tinka olarak biliyorsunuz. Dizide her ne kadar uyuz bir izlenim bıraksa da gerçek hayatta tam tersi sempatik biri olan Caroline Sunshine, aslında 5 Eylül'de doğdu. Ama ben geç kalsam da bu güzel şeker kızın doğum gününü kutlamadan geçmek istemedim.

Açıkçası ben onu Haydi Çalkala'nın haricinde kendi dizisinde, başrolde görmeyi de çok isterim. Sonuçta Disney'in yeni kanlara ihtiyacı var.

Geçmiş doğum günün kutlu olsun, 17. yaşın sana sağlık ve mutluluk getirsin Caroline!

29 Ağustos 2012 Çarşamba

YENİ ALBÜMÜN ADI: Take Me Home


Bugün paylaştığım 2. haber de One Direction'la ilgili arkadaşlar. Yeni albümlerinin adı Take Me Home (Beni Eve Götür) olarak seçildi. Hepimiz bu albümü merakla bekliyoruz.

Mutlu Yıllar Liam Payne, İyi ki Doğdun!


Liam Payne, 29 Ağustos 1993'te bizler kaşına gözüne hayran olalım diye doğdu. Bu tatlı çocuğun One Direction üyesi olduğunu bilmeyen yoktur herhalde. Liam'ın öteki 1D üyelerine kıyasla biraz daha ağırbaşlı ve ciddi bir yapısı olsa da; zaman zaman onun da çocuklar gibi eğlendiğini bilmiyor değiliz.

Her neyse... MUTLU YILLAR LİAM :)

25 Ağustos 2012 Cumartesi

Oh Gosh! İpek Koç da kim?

O bir fenomen. 
O ünlü bir Türk düşünürü.
O gerçek bir yazar.
O İpek Koç.

Kendisi genellikle şu edebi değeri yüksek cümlelerle tanınıyor:

Seni seviyorum, bitch!
Oh Gosh, biri bunu durdursun!
Bismillahirrahmanirrahim, geri döndü!
Doymadın mı motherfucker?

Şaka bir yana, İpek Koç One Direction hakkında fazlasıyla fantastik öğeler içeren hikayeleriyle ünlü olmuş 14-15 yaşlarında bir kız. Öyle ki Twitter'da TT oldu, Facebook'da herkes onun capslerini paylaşıyor ve adına bir sayfa açıldı. Eğer ki terbiyeniz el verecekse, işte İpek Koç'un hikayeleri motherf*ckerlar.



Buradan da tüm bölümleri bulabilirsiniz:


23 Ağustos 2012 Perşembe

Selena Gomez: Hoş Stili



Bu yazımda Selena'nın giyim tarzından bahsetmek istiyorum.

2002'de Barney ve Arkadaşları'nda oynayan Gianna rolündeki küçük bir çocuğun, gün gelip Disney'in sayısız dizi ve filminde yer alacağını kim bilebilirdi? Youtube'da milyonlarca tıklanan hit şarkılar yapacağını kim tahmin edebilirdi? Kendini her geçen gün biraz daha geliştirirken; şirin bir kızdan güçlü bir kadın olmaya doğru emin adımlarla ilerliyor Selena.

TARZI

Öncelikle belirtmeliyim ki harika bir tarzı var Selena'nın. İnce ve uzun vücuduyla bütün elbiseleri layıkıyla taşıyor. Özellikle bacakları bir harika. Yaşıtı herkeste eğrelti duran şeyler onda sırıtmıyor.

Yırtmaçlı, önü kısa arkası uzun tuvaletler kendisine pek bir yakışıyor.  Tüm bu resimlerde giydiği her şeye bayıldım, takıları çantası kıyafeti ayakkabıları hep uyum içinde. Bir tek üçüncü resimdeki saçını beğenmedim.


Mini elbise nasıl taşınır? sorusu Selena'ya sorulur. At gibi uzun değil ama hatırı sayılır bacak boyuyla miniler kendisinde pek bir zarif duruyor. Pembe ve pudra / krem tonları bronz teniyle çok yakışıyor.


Elbise tercih etmediği zamanlarda mini mini şortlar giyiyor, kendine de yakıştırıyor.


Şimdiye kadar açılış / davetlerdeki tarzından bahsettik hep. Biraz da günlük hallerine bakalım. Selena günlük hayatta oldukça rahat takılan bir insan, genelde ya kot pantolonlarla görülüyor...


Ya da yırtık pırtık sevimli kot şortlarla. 


Özetle Selena her zaman yerine göre giyinmesini bilen, zevkli, zarif bir genç kız.

SAÇLARI

Selena, çocukluk / ergenlik dönemi boyunca kısa saçlara sahip olmuş. Zaten Waverly Büyücüleri'ni izleyenler fark etmişlerdir, çoğunlukla küt kesilmiş kısa siyah saçlı bir Alex Russo izledik. Kahkül kestirdiği bir dönem de olmuş ama ben beğenmedim, kıvır kıvır yapınca da sanki mahalle düğününe giden akraba kızı gibi gözükmüş. En güzeli ortadaki, kısa ve düz. Kahkül yandan ayrılmış.



Selena'nın tek dezavantajı, her zaman yaşından küçük gösterecek bir surata sahip olması. Bu ileride işine çok yarayacak olsa da şimdi - özellikle kısa saçlıyken - olduğundan 3-4 yaş küçük göstermesi pek hoş bir durum değil. Onu bana kalırsa en çok uzun ve düz saçlar olgun gösteriyor.


Doğal görünümlü dalgalar da çok zarif gözüküyor. Aslında her saç yakışıyor; yeter ki kısa olmasın.


Atkuyruğu çok şirin. Ayrıca ikinci resimdeki örgü modelini herkes kullanabilir. Kabarmayan saçlarda çok hoş duruyor. 


Saç rengi konusunda; Selena çok köklü bir değişiklik yapmamış hiçbir zaman. Yani Miley gibi kahverengiden sarıya atlamamış veya Demi gibi kahverengi, sarı, kızıl, kumral, siyah gibi her rengi deneme cesareti göstermemiş. Genellikle siyah ve kahverengi tonları arasında gidip gelmiş saçları. Çocukluk yıllarında da bir kısmını maviye boyatmış, araya kızıl attırmış vs. Yani çok incelenecek bir şey yok.

Kısaca Selena, tarzı ve saçlarıyla işte buydu. İyi okumalar.

Debby Ryan ve Ayakkabıları


Disney'in 93lü yıldızı Debby, tam 50-60 çift bota sahipmiş! Evet yanlış duymadınız, bu yalnızca botlarının sayısı. "Onların büyük bir hayranıyım." diyor güzel oyuncu. "Vintage kovboy ve asker botlarından çok hoşlanıyorum." Ayrıca fark ettiyseniz dizisi olan Jessie'de de sürekli diz üstü çizmeler ve uzun botlar giyiyor.

Sade bir giyim tarzı olduğunu düşünsem de ayakkabılarına bayıldığımı söylemeden geçemeyeceğim.

:)